29 Nisan 2008 Salı

Hiç bitmesin dedirten koca cilt: Çapa!


Üç dört yıl önceydi, hiç olmayacak bir gazete bayisinde STRIP adlı bir derginin kapağı ilişti gözüme. Strip deyince insanın aklı nerelere kayıyor tabii, ancak daha dikkatli bakınca çizgi-roman dergisi olduğunu anladım. O sıralar gene zor bulunan bir de Serüven dergisi vardı yayında. Almazsam olmaz deyip aldım tabii Strip’i. Yabancı çizerlerin çizgi dizilerinin arasında adının Çapa Çizgiroman Grubu olduğunu yeni yeni öğrendiğim bir ekibin iki uzun macerası Pırılkız ve İman Limited’i tanımak büyük sürpriz olmuştu o zaman. Tamamıyla DC ya da Marvel Comics tarzı Amerikan soslu çizgiler ve estetik anlayışının bu denli iyi sergilendiği yerli işler bu kalitede dergilerde pek yayınlanmıyordu. Okul çağlarını çoktan geçmiş, kırtasiyecilerle ya da Akmar pasajı vesairelerle ilişkisi mazide kalmış, fanzinlere tembellik nedeniyle kolayca ulaşamayan bendeniz için prozin tadındaki bu dergi çoktan yokolmuş dergilerin, hadi çok geçti üstünden Doğan Kardeş demeyelim de, örneğin bir Joker’in boşluğunu dolduracaktı. Ama aynı tarz dergilerin başına gelen Strip’in de başına gelir miydi acaba? Takdir edersiniz her aybaşı aynı bayiye korka korka gittim, taa ki “Abi o dergi kapandı herhalde bence…” haberini alana dek. 2006 yılı Nisan ayıydı. Kapanmıştı…


Pırılkız ve İman limited’in yaratıcıları Mahmut Asrar ve Yıldıray Çınar’ın kâğıda basılı çizgileriyle son olarak geçenlerde karşılaştım. Yıllardır çizgiroman yayıncılığında direnen ender yayınevlerinden ve aynı zamanda İstanbul’un müstesna kitapevlerinden Arka Bahçe Yayıncılık’ın bastığı 400 sayfalık koca Çapa cildinde. Çapa, çizgiroman tutkunlarının korkusuzca okuyabilecekleri ağırlıkta her şeyden önce. Küçük çizgiroman dergisi sayılarına ya da yüz sayfa civarındaki ciltlere benzemiyor, yani hemen bitivermesi mümkün değil. Küçükken çizgiroman ciltleri bitmesin diye yavaş yavaş okuyanlar beni daha iyi anlayacaktır. Güzel, renkli karton kapağı ve bembeyaz güzel kağıdıyla sizi baştan çıkarmaması imkansız.

Ama içeriği baskı kalitesinden de önemli bence. Mahmud Asrar’ın “Vaşak” hikayesiyle açılıyor Çapa. “Erzurum, 1989” kutusuyla açılan, çizgiroman estetiğinin sinemaya, sinema estetiğinin çizgiromana kazandırdıkları üstüne, kurgu üstüne düşündürecek kadar iyi tasarlanmış bir yapıdaki öykü, DC ya da Marvel’dan okuduklarımızın Türkiye’de de, üstelik Türkiye hammadesiyle üretilebileceğine harikulade bir örnek.

Daha sonra Murat Başol’un “Pamuk Prenses ve –buraya dikkat- Yedi Ninjalar” öyküsü geliyor. Yedi Ninjalar’ın yedisi de bizden, her birini çevrenizde görmüşsünüzdür eminim. M. Başol’un hikayenin ortasında yeralan samimi itirafı ve çizgisindeki ani değişiklik bu koca cildin nasıl ortaya çıktığını hatırlatıyor okuyucuya: “Yıl 1999. Bu öykünün bundan sonrası deprem yüzünden çizilemedi. “Kopuş” devam etti ama asıl kopuş öyküde oldu. Seneler sonra sonu bile hatırlamadığım bu öyküyü… bitirmem… rica edildi. Zaten tutarsız bir stilde giden çizgim bu sayfayla birlikte ne olur bilemeyeceğim. Bu bir fanzin, istediğimi çizerim. Ama böyle bir zaman aralığını okuyucunun bilmesi gerekir diye düşünüyorum… Öyle ya da böyle bu öyküyü bitirmek bende, beynimde kapanmamış bir dosyanın kapatma duygusu sağladı. İşlem tamam ohh…”

Koca cildin hikâyesine geldi sıra: Çapa Çizgiroman Grubu 1996 yılında Ankara’da, çoğu Eskişehir Anadolu Üniversitesi çizgi film – animasyon bölümü öğrencilerinden oluşan bir grup yetenekli ama kendisini amatör saymayı tercih eden çizer tarafından kuruldu. Gençler tüm bu yıllar içinde ürettiler, ürettiklerini fotokopilerle kendileri çoğaltıp, katladılar, zımbaladılar, dağıttılar ve tüm bunları emeklerinin karşılığını alamayacaklarını bilerek yaptılar. “Kopuş” ve “Çapa Çizgiroman Grubu Sunar” adlı fanzin dergilerini bazen 50 – 100 bazen de 200 adet bastılar topu topu. Gerek Çapa’nın ilk sayfalarında, gerekse tanıtım yazılarında kendilerini bu yüzden “çok zeki değillerdir ama hepten hepten eblek de sayılmazlar, kafalarına estiğinde çizgiroman üretir ve gizli saklı yerlere bırakır kaçarlar…” diye tanımlıyorlar. Grup yıllar içinde gelişti, büyüdü. Üyelerinin kostümlü, maskeli fantastik kahramanlara duyduğu hayranlık onları aynı tarzda öyküler yaratmaya itti. Ve sonunda grup üyelerinden ikisi Mahmud Asrar ve Yıldıray Çınar, yıllardır izledikleri ünlü ustalarla birlikte, aynı büyük yayıncılar için çizmeye başladılar. Halen M. Asrar Dynamo5 ve Y. Çınar Noble Causes adlı serileri Image Comics için üretiyorlar. Fanzin üretmeye olan tutkuları ise hala devam ediyor.

Çapa cildini anlatıyorduk, devam etmekte fayda var. Bir diğer genç usta, Arka Bahçe’nin şahane Karabasan ciltlerinden de tanıdığınız Hakan Tacal’ın uzun öyküsü “Uzay Vampirleri”ni okumayı en sona bıraktım ben, hani kahvaltı tabağında bir parça sucuğu hep en sona bırakır yemeye bırakırsınız ya, öyle işte.

Sonra gene Mahmud Asrar’ın beni koltuktan düşüren “İpek” kısa öyküleri geliyor. İpek kızımız Ninja tarzı kostümlü bir kahraman. Düşmanları karşısına nedense hep kadınlara seslenen o saçma sapan deterjanlı, çamaşır sulu, hijyenik ped’li senaryolarda çıkıyor. “Aaa Hülya Hanım!” ya da “Ayşe Teyze… inanmıyorum yani!” ve “ Bikerem versem?”li balonlar arasında kafalar mecburen uçuyor ve Asrar bu enternasyonal formattaki kitch reklam konseptiyle tabiri caizse maytap geçiyor (derdi büyükbabam).

Sonra gene Hakan Tacal “Afrodit”, Mahmud Asrar “Melek” ve sürpriz: Yıldıray Çınar “Karabasan”la ciltte yerlerini alıyorlar. Zeynep Özatalay, Melike Acar, Sedef Özge, Cem Dayıoğlu, İlker Gazioğlu, Celor, Deniz Dayıoğlu, Mert Ozan Uslu, Ozan Küçükusta da irili ufaklı öykülerle izledikten sonra Çapa’nın öyküsünün detaylarını ve kahramanlarını merak edenler için kısa ama detaylı bir özet, yayınlanmış fanzinlerden bazılarının kapakları ve birkaç illüstrasyonla 400 sayfalık macera son buluyor.

Bu durumda Sayın Arka Bahçe yetkililerine bu satırlardan adınıza seslenmeyi bir borç biliyorum: Bu boyutta bir keyfi bize bir daha ne zaman yaşatacaksınız acaba? Mesela gelecek ay bir Çapa daha çıkacaksa ben kendiminkini ayırtacağım da onun için…

(Bu yazım Vatan Kitap Dergisi'nin 15 Mart tarihli sayısında yayınlandı.)

Hiç yorum yok:

YIP IftIharla sundu...Müsaitseniz gene bekleriz... ya da iGoogle'la yorulmadan görün güncellemeleri!



Add to Google