29 Nisan 2008 Salı

"Kara Duvaklı Erkekler" hareketi ve "Biz erkek değiliz!" sloganları üzerine...



Bu karalama çok eski bir arkadaşımdan gelen fazlasıyla iyimser bir mesaj üzerine bir hafta kadar önce kaleme alınmıştır. Tüm iyimserlere ve benim kadar kararmamışlara sevgi ve ümitle...
Yukarıdaki çalışma Pippa Bacca'nın "Angelo Sognatore - Hayalperest Melek" adlı işi. Hep kesip biçiyorum ya görselleri, bu kez kıyamadım...

Değişim dedin.

Asıl değişim şu son senelerde hiç hoşlanmadığımız yönde olan.

Bence bu adam gibi adamlar hep vardı ve galiba eskiden yani biz daha agu derken sesleri daha bile çok çıkarmış.
Galiba eskiden daha bile çoktular hatta ve sonra değişiverdiler.

Eskiden yazları kolsuz bluzlarla dolaşan, ailecek sevinç içinde denize giden genç kızlar şimdi tesettürlü ev kadınları olarak BELTAŞ'ın türlü üçkağıtlarla ele geçirdiği deniz kenarlarında, korularda, kasırlarda kabile halinde çay tüketiyorlar.

Böyle bir grup geçen gün Paşalimanı'nda arkamızdaki masaya oturdu da orada kulak misafiri olduk nerelerin denizlerini ne kadar iyi bildikleri (ama denize haşa artık giremediklerinden hayıflanmadılar sağolasıcalar),
gelecek hafta Yuşa Tepe'sinde çay içmek üzere buluşacaklarına. Bi tanesi öyle bir iç geçirdi ki Sedefadası'nın -herhalde- on onbeş sene önceki denizini anlatırken, "Yuh!" diye geçirdim içimden, Meg Ryan daha iyisini yapmamıştı o meşhur filmde.

Eskiden bira içilebilen bahçelerde artık bira içmek bir yana sevgiline sarılsan kovuluyorsun. Dükkan açacak paran ve cesaretin olsa, istisnalar dışında içki ruhsatı alamıyorsun. Ruhsat alsan dışarı masa atamıyorsun, dışarı masa atsan geceyarısından sonra müzik çalamıyorsun, çalsan haftada bir en dolu olman gereken akşamda gelip uyuşturucu araması yapıyorlar, müşterinin keyfinin içine ediyorlar...

Ben küçükken ya da gençken "Hayatta ağzıma içki koymadım" diyen sıpaya adam gözüyle bakılmazdı. Zaten o da ağız dolusu edemezdi bu kadar iddialı lakırdıyı. Şİmdi ise haftada bir iki akşam iki kadeh parlatmaktan keyif alan adam, bunu gizleme ihtiyacı duyuyor...

Kapalı mekanların hepsinde birden sigara içmek yasaklandı bile, onsekiz ay falan kaldı canlı müzik dinlerken sigara tellendirme keyfimizin bitmesine. Peki bu İspanya'da kapalı mekanlarda sigara içilmesini yasaklayan zihniyetle aynı zihniyetin bir icraatı mı sence? Yoksa bunun altında bu tarz yerlerin zaten gittikçe azalan müşterilerini birer birer yitirmesi sonucu, maddi sıkıntılar nedeniyle dükkanlarını BELTAŞ olmazsa, başka bir yeğen işletmesi olur ona devrettirme yollarından biri mi var? Ne zamandır yalnızca ve yalnızca cumartesi akşamı doluyor dükkanlar bunun farkında mıyız?

Türk dergilerinde ve televizyonlarında artık kadın göğsü dahi göremiyoruz, herhalde yakında saçını da göremeyeceğiz. Dolayısıyla az olan (!) tabularımıza, iki adet meme zaten eklenmişti senelerdir ve belki yirmibin adet saç teli daha eklenecek. Şimdi adama sen naif İtalyan kızının orasının burasının, evindeki eşininkinden farklı olmadığını ya da daha önemlisi daha az kıymetli olmadığını nasıl anlatacaksın?

İçki ve sigara reklamları, mayo reklamlarının sansürlenmesi ya da otosansürlenmesinden diyelim, önce yasaklanmıştı. Şimdi televizyonda kare kare birşeylerle sanat eserinin canına okuduklarının farkında olmadan
mesela Casablanca'da Bogart'ın elini ya da suratının yarısını kapatıyor hayvanlar. Mayo ve iç çamaşırına da yasak veya karelemece gelmezse şaşmak gerek. Geçende bizim resmi sitemiz dış piyasaya seslenen ve şahane iç çamaşırları üreten bir firmadan çok şık banner'lar almış, kızlar var tabii ki resimlerde en şahane halleriyle. En medeni kerkenezlere dahi anlatamadık ne güzel olduğunu...

Hrant suikastinden sonra "Hepimiz Ermeniyiz, Hrant'ız" diyenlere tahammül edemedi yurdumun güzel insanları.
Hakan Ş. geçen gün elmalarla armutları birbirine karıştırınca, biz, memleketim armutları ve elmaları, bir kez daha ikiye ayrıldık: "Ne ulan bu, bu kadar da mesaj verilir mi?"diyenler ve "Ne var ki canım ama bunda? Çocukcağız derbiye gülle gelin yerine sopayla gelin mi deseydi" diyenler olarak... Bölünüyoruz ama nereye?

Değişim derken bunu diyordum. Değişimden başın dönmedi mi?

Keşke bu kadar değişmeseydik de o kıllı mıllı adamcağızlar çarşafa falan girip eylem yapmak zorunda kalmasalardı.
Memleket elden gittikçe bizim eylem yöntemlerimiz makaralaşıyor.

Makaraya hiç itirazım yok ama daha az zeka ürünü olup daha çok etkisizleşiyor ya eylemlerimiz, işte o yakıyor içimi.

Ve son zamanlarda gittikçe daha uzun yazıyorum...


1 yorum:

Handan dedi ki...

evet, biz de iki kadın pippa bacca için bir yolculuğa çıkacaktık ancak şartlarımız elvermedi bir türlü. eskiden beri bu adamların varolduğu konusunda size katılıyorum, zira, şimdilerde kimi köşe yazarlarının övgüye boğdukları ve esasen sadece kendilerini parlattıkları yer olan taşrada bunlar hep vardı ve kol kırılır yen içinde kalırdı. şimdilerde ise büyük çoğunluğu şehirde kapattıkları kadınları evlerinde dışarda av peşindeler.

YIP IftIharla sundu...Müsaitseniz gene bekleriz... ya da iGoogle'la yorulmadan görün güncellemeleri!



Add to Google