Hani özellikle yenebilenler ve yenemeyenler, dolayısıyla mutfakta ciddi bir hazırlık gerektirmesi nedeniyle diğerlerinden ayrılan ve bir hafta suren Pesah Bayramı nedir diye merak edenler için, bazıları güvenilmez de olsa çeşitli web kaynaklarının linkleri aşağıda emrinize amade:
Madem öyle, basit de olsa çok sevdiğim bir Pesah kekinin tarifini vermeden geçmek ayıp olur diye:
Cevizli Kek (Gato De Pesah)
MALZEMELER
6 adet yumurta
4,5 kahve fincanı toz seker
4,5 kahve fincanı hamursuz unu
1 adet portakal
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 su bardağı çekilmiş ceviz içi
HAZIRLANIŞI
Pesah bayramında yapılan bu cevizli kek için, önce bir karıştırma kabında yumurtaları toz sekerle köpürene dek çırpın. Azar azar un ekleyin. Bir portakalın hem kabuğunu rendeleyin, hem de suyunu sıkın. Her ikisini de hamura ekleyin, çırpmaya devam edin. Son olarak ceviz içini de katıp 1–2 dakika çırpıp, yağladığınız kalıba dokun. Önceden ısıttığınız 160 derecelik fırında yarım saat pişirin.Bu kekin kabuğunun kıtır kıtır olmasına özellikle dikkat edilmesi, kabuğun iyicene çatlamasını beklenmesi şiddetle tavsiye olunur. Soğuduktan sonra o kıtır kabuk, kekin içinin yumuşak dokusundan oldukça farklı olmalıdır. (Yako'nun puf noktası)Son olarak, daha önce girmediğim yemektarif.com adli bir site Sefarad Mutfağından bayağı derli toplu tarifler bir araya getirmiş. Bazı tarifler adamakıllı edit ister ama gene de haddim olmayarak on üzerinden altı buçuktan yedi gibi bol bir not vereyim ben bunlara kafadan, bu yemeklerin çoğunu ne bilen ne de yapan kalmadı çünkü:http://www.yemektarif.com/kategoriy.php?kategori=Sefarad-Mutfagi&sayfa=1
Yaa hiç sormayın, cumartesi akşamüstü antrenman sonrasında Okan Buruk bayramımı kutladı da,"Hah, dedim, bu beni tam deliler listesinin başına oturtmuş herhalde..."
"Ne bayramı?" dedim. "Abi sizin hamursuz şeyiniz var ya yarın." dedi.
Ben antrenman modundayken zaten az sayıda kalmış gri hücrem, Okan kullanıcısından o mesajı alıp isleyememişti tabii.
Hani o gecen gün linkini yolladığım siteden faydalanarak ama bayağı bir uğraşıp düzelterek, pırasa köftesi tarifi aşağıda:
Pırasa Köftesi (Köftes de Prasa)
MALZEMELER
1,5 kg. pırasa
1 adet irice soğan
250 gr. kıyma
1 – 2 adet matsa ya da bir haşlanmış patates (yoksa bir-iki dilim bayat ekmek de olur tabii)
1 adet yumurta
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
kızartmak için 2 adet çırpılmış yumurta ve 4 yemek kasığı un
Sıvı yağ
HAZIRLANIŞI
Bu tarifte pırasaların yeşil yaprakları da kullanılır.Pırasaların diş yapraklarını soyup, yıkayın ve ince halkalar halinde doğrayın. İnce doğranmış soğanla birlikte çok az suyla yumuşayana dek haşladıktan sonra süzmeye bırakın. Daha sonra ellerinizle iyice sıkarak suyunun iyice süzülmesini sağlayın (aman dikkat çok uzun sure sıcak kalır, elinizi yakmayın). Kıyma, yumurta, matsalar ya da patatesin püresi, tuz ve karabiberle birlikte yoğurun. (Gene dikkat, başka baharat kullanmayınız.) Kadınbudu köfte formunda şekillendirerek önce un, sonra çırpılmış yumurtaya bulayın, kızgın yağda içinin de pişmesine dikkat ederek kızartın. Sıcak ya da soğuk servis edebilirsiniz.(Bu şahane tarif deepfreeze'de dondurulmaya da gayet iyi uyar. Kızartmadan önce ya da sonra gönül rahatlığıyla dondurabilirsiniz)
Diğer yandan:
(Albondiga ne allahaşkına yahu, bu da günümüz İspanyolcasının, Sefarad İspanyolcası üstündeki bozucu etkisi...)
Matsa ne ki diyenler için ise (hamursuz da derler) bir güvenilmez link daha.Su sıralar birçok büyük markette bulunur, evde hiç bir şey olmadığında her turlu kahvaltılıkla şahane gider ve kutusunda açıp bir-iki tane alsanız dahi en az bir sene boyunca bayatlamadan kalır:http://tr.wikipedia.org/wiki/Matsa
Benim tarifime cevaben bir hanim "ben galeta unu da kullanırım buna" demişti, bir bey de ona cevaben "ama o mayalı değil mi?" diye sordu.Bu da onlara cevabım naçizane:
Benim tarifime cevaben bir hanim "ben galeta unu da kullanırım buna" demişti, bir bey de ona cevaben "ama o mayalı değil mi?" diye sordu.Bu da onlara cevabım naçizane:
Mayalı-mayasız kısmı pek önemli değil aslında çünkü bu pırasa bulunduğu surece yapılabilecek bir köfte.Ben çocukken yılın dört ayı falandı bu galiba, şimdi tüm yıl bulunuyor.Yılın her günü de Pesah/hamursuz bayramı olmadığına Gore galeta unu da olur yani...Ve fakat daha önceki denemelerimde anladım ki o zaman başka bir köfte oluyor bu.Mesela galeta unuyla kızartılınca köfteyi soğuk yemek o kadar da keyifli olmuyor.Dış dokusu bambaşka oluyor falan.Turlu baharat da katmıştım ben buna vaktiyle, ama ne hikmetse bir turlu küçüklüğümden hatırladığım lezzeti tutturamıyordum.
Bir gün bizim eve yemeğe gelen annemin maskarası oldum sonra, "Öyle ne bulursan koyamazsın buna!" demişti...Ha olmuyor mu? Oluyor, ama başka bir şey oluyor.Ve ben yemek tarifine, reçeteye, ölçüye hiç inanmayan bir asçı bozuntusu olarak,bazen - nadiren desem beni tanıyanlar daha az gülecekler- tutucu yanımın pişirmesine göz yumuyorum bu yüzden.
Konu açılmışken,Bir aksam Zarifi'yi deneyelim demiştik. Yeni açılmıştı, çok havaliydi, çok hızlıydı falan.Kartı da kısa surede nam salmıştı hatırlarsanız.Her mutfaktan yemek var diyorlardı.Bir de o zamanlar şarap kartı falan da nadirdi, bunlar yapmıştı.Bir kaç ay önce bahsetmiştik o zamanki şaraplarından hatırlarsanız.Biz iki kişilik masa ne kadar alıyorsa o kadar tabak dolusu birseller söyledik,garsonların şaşkınlıktan iyice büyümüş gözlerine karsın.Pırasa köfteleri İnegöl köfte, balık köfteleri kadınbudu köfte formunda gelince...
Hızlıymışım o zaman demek ki, "Şefi çağırabilir miyiz lütfen? Dedim. Tebrik edeceğim."Garsonların faça düzgün, servis idare eder falan ama iyice afalladılar.Tabii şef gelince tebrik metrik hak getire.Ukalayız ya raconu kestik en naziğinden "Yok öyle olmaz, böyle olur..." falan diye.
Bir iki gün sonra -Hayal Kahvesi'nin de sahibiydi değil mi büyük patronu Zarifi'nin? O zamanlar merhabamız vardı.-Zarifi'nin sahipleriyle bir is toplantısındayız o yandaki Şarap kavlarında.Masa komple Mutfak Dostları Derneği azaları ve o zamanki başkan yardımcısı Serdar Aras.Garsonlar işaret etmişler herhalde: "Siz misiniz o?" dedi patron."Allah! Dedim, ıslatacaklar herhalde iyice..."
"Ben size bir iki bir şey daha sormak istiyorum vaktiniz varsa." diye devam etti.
Ben de tuttuğum nefesimi sonunda bıraktım. "Tabii." dedim rahat maskemi tekrar takarak.Bir kaç ufak tabakta tadımlık Sefarad yemekleri geldi az sonra, ben de elimden geldiğince tattım.Doğru tarifleri aktardım kendimce. Çok iyi vakit geçirdik.Bir kaç zaman sonra o tarifler de kartlarına girdi.Çok mutlu olmuştum.İste o tariflerden biri.Bu sefer hafızamın pası yeterince açılmadı, size mahcup olmayayım diye anneme açıp kopya aldım, yani reçetemiz türktelekom'un katkılarıyla:
Kaşkarikas ( 4 kişilik )
MALZEMELER
1 kg. Kabak
Tuz-biber
3 diş Sarmısak
2 çorba kaşığı Zeytinyağı
1/4 Limonun suyu
10 adet can eriği
HAZIRLANIŞI
Yıkadığınız kabakları dikkatle soyun. Dikkatle diyorum, çünkü bu tarifte kabakları değil kabukları kullanacağız.Kabukların kalınlığı 3 mm. olacak, daha az ya da fazla değil.(Kabakların içini tabii ki atmayacağız, ondan da Almodrote yapacağız ki, bu hızla gidersem bir iki güne onu da yazarım.)Bu kabukları iki parmak uzunluğunda bölün.Küçük bir tencerede tuz, biber, 3 bütün diş sarmısak, erikler, zeytinyağı ve limon suyuyla,bir bardak da su ekleyerek kabuklar yağına inene ve yumuşayana dek pişirin. Amman eritmeyin yalnız.Yayvan bir servis tabağında bir kaç dal tere otuyla süsleyerek soğumaya bırakın.(Erik mecburi değildir. Kabak kabuklarının dokusuna ise, inanamayacaksiniz.Bu basit ama müthiş yemek küçükken sıcak da yenir ama yetişkinler soğuyunca yenmesi gerektiğini söylerler :-)
1 yorum:
biraz karışık bir site olmuş :) biraz daha düzenlenebilir belki amma zaman istiyor değil mi.
Yorum Gönder