16 Mayıs 2008 Cuma

Saatte 300 kilometre süratle V12 futbol




Superleague Formula yarış otomobili 26 -28 Mart tarihleri arasında İspanya'nın Sevilla ve Huelva şehirlerini bağlayan yol üzerinde, La Palma de Condado yakınlarındaki Monteblanco pistinde ikinci kez test edildi. İlk testler bir ay kadar önce, şampiyonanın ilk ayağının koşulacağı İngiltere'deki Donnington Park'ta gerçekleştirilmişti.

Günümüzün en çok izleyici toplayan, ancak aralarında hiçbir benzerlik olmayan iki farklı spor disiplinini bir araya getiren Superleague Formula, geliştirilmesi yıllar süren yenilikçi bir proje, ya da daha samimi bir ifadeyle, aslında bir hayal. Formula yarışlarının son yıllarda geçirdiği insanı dışlayan değişim nedeniyle, bu spordan artık hiç keyif almayan bir grup tecrübeli girişimcinin, futbolun kendine has özelliklerini otomobil yarışlarına taşıma hayali…

Bilindiği üzere, son yıllarda yapılan düzenlemelerle futbol kulüplerinin belli standartlara ulaşmasını şart koşulurken, futbolun içinde yer alan her düzeyde amatör ve profesyonel çalışanların hak ve sorumluluklarını tarif edilmesi de hedefleniyor. Turnuva yönetmelikleriyle statların koşullarını düzeltilmesini, dolayısıyla taraftar davranışlarının da gelişmesini mecbur kılınıyor, merkezi düzenlemelerle futbolun dünyanın dört bir yanında güvenilirliği büyük ölçüde denenmiş ideal yöntemlerle organize edilmesi sağlanıyor artık. Bununla birlikte, belki de bazılarımız için buna rağmen demek de yanlış olmaz, FIFA ve UEFA’nın insan ve insani değerlerin futbolun ayrılmaz bir parçası olarak kalması için son yıllarda yoğun çaba gösterdiği biliniyor.

İşte futbol tutkunu bu profesyonel motor sporları girişimcileri için, son yıllarda endüstriyel futboldan bile daha keskin bir değişim geçirerek sporseverleri üzen Formula yarışlarının yumuşak karnı da insan unsuru olsa gerek.
Formula 1, farklı markaların her yıl en yeni teknolojiyle donattıkları ve sürücüye eskisi kadar iş bırakmayan bir turnuva haline gelince, bu kez arabalara daha önce takılmasına onay verilen oyuncakların teker teker sökülmesiyle yeni bir heyecan yaratılmaya çalışıldı. Diğer yandan, takımların eninde sonunda sadece birer otomobil markası oldukları için gene de sürücülerin isimlerinin ardında kalmaya mahkûm oldukları turnuva, gittikçe daha “elit” bir izleyiciye hitap ettiğini artık davul-zurnayla duyurma raddesine gelmiş durumda.

Superleague Formula, Formula 1’in alternatifi olacak bir şampiyona olarak tasarlandı. Boyut ve güç olarak Formula 1 otomobillerinden hiç de aşağı kalmayan, hatta dış görünüşü daha da sert olan Superleague Formula otomobillerinin hepsi birbirinin aynı olacak. Takımları rakiplerinden ayıran ise, aynı futboldaki gibi kulüplerin adları, renkleri, armaları, taraftarları, pilotları ve teknik ekipleri olacak. Hepsinden önemlisi Superleague Formula’nın “izleyici”leri değil, yarış takımlarının taraftarları olacak.

Bu yaz sonunda güneşli bir Cumartesi günü, Galatasaray Milan, Corinthians, Sevilla, Olympiakos, Anderlecht, Glasgow Rangers ve Porto’yla aynı gün içinde karşı karşıya gelecek. Ertesi gün bu karşılaşma iki kez daha tekrarlanacak. Bir hafta ya da onbeş gün sonra gene Cumartesi, gene Pazar, gene müsabaka…

İlk sezon için 6 ayak planlanan yarışa getirilen yenilikçi sistem, futbol turnuvalarındakine benzeyen sıralama günü “müsabakaları” ve yarış günü her seferinde aynı isimlerin kazanmasını zorlaştıracak iki yarış, Superleague Formula’nın futbolseverler üzerindeki dayanılmaz cazibesini daha da artıracak. Gün boyu sürecek çeşitli aktiviteler, gösteri ve konserler, taraftarlara açık tutulacak pit alanları, damak zevkini gözetecek yiyecek ve içecek alanları, makul fiyatlar ve çeşitli aile paketleri şampiyonanın diğer kozları.

Monteblanco testlerinin ikinci gününde, Superleague Formula katılımcısı kulüplerin temsilcileri ve tüm bu kulüpleri izleyen basın mensupları da piste davetliydi. Bir önceki akşam Sevilla'da, Superleague Formula'nın düzenlediği akşam yemeğinde bir araya gelerek tanışan konuklar, sabah saat 10.30'da organizasyonun teknik sorumluluğunu üstlenen Robin Webb tarafından padok binasında karşılandılar. Webb çoğu ilk kez bir yarış pistinde, hemen hepsi ilk kez bir padokta bulunan konuklara günün programını aktarırken bu hızdaki otomobillerin bu kadar yakınında bulunmanın tehlikelerini de uzun uzun anlatmayı ve uyulması gereken temel kuralları saymayı ihmal etmedi. Daha sonra tüm konuklara plastik kulak tıkaçları dağıtıldı ve pist ve padokta geçirecekleri süre boyunca bu tıkaçları kulaklarından çıkarmamaları istendi.

Superleague Formula yarış takımlarından Scuderia Playteam Sarafree ekibi, diğer kategorilerdeki araçlarla karşılaştırılabilmesi amacıyla piste bir Euroseries 3000 aracı da getirmişti: Lola F3000. Televizyonda, fotoğraflarda ya da pistte tek başlarına dururken birbirleriyle karıştırabilecek iki otomobilden Superleague Formula prototipi, diğerine oranla kesinlikle daha büyük ve daha güçlü. Şimdiye dek elde edilen veriler de otomobilin GP2'de yarışan benzerlerinden daha hızlı olduğunu gösteriyor.

Günümüzde pistlerde yarışan tüm Formula kategorilerinin dışında yeni bir sınıf yaratan bu otomobil, her ikisi de ABD kökenli olmakla birlikte, faaliyetlerini futbol kadar motor sporlarının da beşiği olan İngiltere'de sürdüren iki güçlü şirket tarafından hazırlanıyor. Panoz şasisi üzerine Élan Motorsports Technologies'in tasarladığı araba gücünü Menard Competition Technologies Limited'in geliştirdiği yepyeni bir motordan alıyor. 4600 mm. uzunluğunda olan ve boş ağırlığı 675 kilogramı bulan otomobilin 4,2 litrelik V12 motoru 750 beygir güç üretiyor. Diğer Formula sınıfı arabalarla arasındaki farkların en önemlisi ise, sürücüye destek olacak hiçbir elektronik yardımcının olmaması kuşkusuz.

Konuklar önce pit alanında pilot ve otomobilin teste hazırlanmasını, sonra pist kenarından ilk turları izlediler; ardından Superleague Formula yetkilileri tarafından en son gelişmeleri paylaşmak üzere kısa bir toplantıya davet edildiler. Toplantıda organizasyonun farklı departmanlarının sorumluları kendi alanlarındaki gelişmeleri davetlilerle aktardılar ve soruları cevapladılar.

Bu toplantı sonrasında test pilotu Bruce Jouanny, Superleague Formula teknik sorumlusu Robin Webb ve CEO Alex Andreu davetlilerle bir araya geldiler. Teknik ekibin kendisini ilk yılın test pilotu olarak seçmesi nedeniyle bu yıl yarışta yer alamayacak olan tecrübeli Fransız pilot Bruce Jouanny, Monteblanco pistinde sabah attığı 30 kadar test turundan sonra düzenlenen bu toplantıda otomobili anlattı: "Bu GP2'den çok ChampCar'a yakın bir otomobil. Çekiş kontrolü yok, dolayısıyla pilota bütün Formula yarışlarında olduğundan daha fazla iş düşüyor. Başlangıçta bu kadar büyük bir araçtan böyle bir hız beklemiyorsunuz. Frenlemede çok iyi sonuçlar vermekle birlikte, hızlanmada çok daha hassas olduğunu fark ediyorsunuz. Üstelik yeni geliştirdiğimiz bu motor tam gücüne ulaşmadı. Henüz yolun başındayız. Otomobilin tüm değerlerini ve motorun tepkilerini ölçüyoruz. Şimdiye dek temel testleri gerçekleştirdik ve artık yola çıkma zamanı geldi."

27 Mart Perşembe günü Monteblanco'ya konuk olan Sevilla Futbol Kulübü Başkanı José Maria del Nido da, popüler genç İspanyol sürücü Borja Garcia'nın konuk pilot olarak koştuğu test turlarını izledikten sonra izlenimlerini basınla paylaştı: "Motorun kükremesini, otomobilin 260 kilometre süratle uzaklaşmasını görmek büyük keyif. Superleague Formula yarışlarının başlamasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu hem çok sıkı, hem de keyifli bir mücadele. Biz bu maceraya çok güzel olacağını bildiğimiz ve futbolseverler olarak çok zevk alacağımız için atıldık."

Euroseries 3000 pilotu Borja Garcia muhtemelen Sevilla kulübünü yarışlarda temsil edecek ekibin içinde yer alacak. Arabaya hiç alışık olmayan Garcia'nın 10 kadar turdan sonra hararet göstergesindeki ikaz üzerine kontak kapaması ve otomobilin uzun sürecek bir bakıma alınması üzerine testlerin ikinci gününün sona erdiğini bizzat duyuran Robin Webb, meraklı konuklara "Dünyanın gelecekteki en iyi test pisti" olarak tanımladığı Monteblanco'da binek arabalarla tur atmayı önerdi. Konuklar bu turlara hazırlanırlarken bir yandan da otomobilin motorun en küçük parçalarına dek özenle sökülmesini izlediler. Daha sonra Webb pistte kendi sürdüğü küçük kiralık aracın her iki turda bir değiştirdiği yolcularının tüylerini korkudan diken diken etmekle kalmadı, dört buçuk kilometrelik bu yeni pistin virajlarını, düzlüklerini, rampalarını ve püf noktalarını da bir bir anlattı.

Egzoz ve lastik kokulu, gürültülü, yorucu ikinci test günü sona ermişti. Gün boyunca birbirleriyle sohbet edemeyecek kadar çevreleriyle meşgul olan konuklar, kendilerini Sevilla’ya geri götürecek üç otobüse binerek derin bir nefes aldılar ve biriktirdikleri koyu, keyifli sohbetlere daldılar.
(Bu yazım Galatasaray Dergisi'nin Mayıs 2008 sayısında yayınlandı)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yako abi su yazi karakterini bir gidim buyutun de keyifli okuyalim yazilari..ekrana yapistik..

YIP IftIharla sundu...Müsaitseniz gene bekleriz... ya da iGoogle'la yorulmadan görün güncellemeleri!



Add to Google