İçinde bulunduğumuz haftanın diğer günlerinde adaya gitmeyip de
bu sabah Galatasaray Adası’na yüzmeye gidenler,
hoş bir sürprizle karşılaştılar...
Havuz kapalıydı, o erken saatlerde adaya et, sebze, ekmek taşıyan komi
çocuklar
bunun haftabaşından itibaren iskeleye asılan dosya kağıdı boyutundaki kağıtlarda yazılı olduğunu söylediler.
İfadeleri görülmeye değerdi, mesela ben değil de Yaşar Kemal anlatsa ne güzel anlatırdı.
Ya da belli mi olur, içinden benim gibi Kasımpaşalı küfrü değil, Adanalı küfrü savurur, geçerdi.
Meraktan sordu kulüp üyesinin biri, neden diye.
Etkinlik hazırlıkları var dediler.Evet, gerçekten de havuzun güney ucunda devasa bir sahne kuruluyor,
hazırlanılıyordu.
Aynı kulüp üyesi adaya çıktı, sekreteryada ufak bir işi vardı.
Kendisine nereye gittiğini soran başka komiler de oldu, tınmadı, çocuklar akıllandırılmakla bitmeyecek gibiydi ne de olsa.
Sekreteryada işini halletti, ada iskelesinde sigarasını içti, karaya döndü.
Sigara içmese daha iyiydi.
Kuruçeşme sahilinde teknelere bakarak mümkün olduğunca uzun bir yürüyüş
yaptı.
Rejimdeydi, hakkını vermeliydi.Yürürken inşa edeceği tekneye ne detaylar ekleyeceğini değil,
bu etkinliği planlayanın ne fatura çıkaracağını düşündü.
Yüzündeki ifadeyi El Greco ya da Munch çizse ne güzel olurdu.
Arabasına bindi, radyoyu açtı, rock çalıyordu.
Trafiğe karıştı.
(yarın bi daha)